Antisemitizme Sıfır Tahammül!
Biz aşağıda imzası bulunan
insanlar, bu topraklarda da hep mevcut olan, ancak son yıllarda
yoğunluğu ciddi biçimde artmış bulunan bir soruna, Antisemitizme
dikkati çekmek ve ilgilenecek herkesle bu konudaki gözlemlerimizi ve
derin kaygılarımızı vakit kaybetmeden paylaşmak üzere bu metni
kaleme alıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk-Müslüman-Sünni olmayan yurttaşlarına
karşı düzenlenmiş değişik şiddet ölçeklerinde ayrımcılık, ırkçılık
örnekleriyle dolu tarihi, bu ülkenin muhalifleri tarafından sınırlı
da olsa irdelenebiliyor, eleştirilebiliyor. Ama antisemitizm
parmakla sayılabilecek istisnalar dışında görmezden gelinerek, adı
konulmayarak ya da varlığı açıkça inkar edilerek, karşısında hemen
hemen herkesin suskunlaştığı bir konu olmayı sürdürüyor.
Alacakaranlık kuşağı
Türkiye'de şimdiye kadar hiçbir konuda bir araya gelememiş kesimler,
özellikle Irak krizinin patlak vermesiyle başlayan süreçte, İsrail
devleti karşıtlığı temelinde ve benzeri görülmemiş genişlikte bir
koalisyonda toplanabildi. Yahudilere duydukları düşmanlığı İsrail'in
varlığında cisimleştiren İslamcı kesim, alanları "Irak'ta savaşa
hayır" sloganlarıyla yürüyen geniş bir sol kitleyle birlikte
doldurdu.
Toplumların devletler şeklinde örgütlenmesinden, sınırlar içine
hapsedilmesinden, milliyetçi ve ırkçı düşmanlıklar yaratılmasından,
militarizmden ve onun kanlı sonuçlarından mutsuzluk duyması beklenen
kesimlerin, Ortadoğu'daki şiddet sarmalından çıkış kaygıları
taşıyanların, hiçbir çifte standart uygulamadan her türlü şiddet
yanlısı çözümü eleştirip, acil ihtiyaç olan barışı önermesi
beklenirken bu gösteriler ve kampanyalardaki yaygın tutum tersi
oldu. Şiddetin bir yanı eleştiriden uzak tutuldu, hatta
mazlum söylemiyle kucaklanıp meşrulaştırıldı. Ulus devletlerle kaplı
bir dünyada, İsrail devletini "daha gayrimeşru", "daha
tehlikeli" ilan edip şeytanlaştıran yaklaşıma, ne eylemde ne
söylemde hiçbir mesafe koymayan sol kesim, İsrail devletinin
haritadan silinmesi özlemini de yer yer İslamcılarla paylaşmaktan
gocunmadı.
Bu "eylem birliği" gündelik politikanın içinden çıktı ve
orada sürüyor. Bütün kavramların birbirlerine kolaylıkla
karıştırıldığı, birbirine indirgendiği yayınlar kanlı göndermeleri
olan bir zihin bulanıklığının araçları oluyorlar. Siyasi
söylemlerinde her türlü faşist ya da sertlik yanlısı uygulamayı
Nazizm ile aynılaştırabilenler, Yahudi soykırımı Holokost'un
tarihsel özelliklerinden oluşan tekilliğini gözardı edip Holokost'u
aleladeleştiriyorlar. Böylelikle Holokost inkârcılığına kadar giden
bir tutuma da elveriyorlar.
Tarihsel bağlamı, neredeyse bütün coğrafyaları kaplayan yaygınlığı
ve geniş sınıfsal, sosyal, kültürel tabanı nedeniyle antisemitizm
apayrı bir başlık olarak ele alınmayı gerektiriyor. Solun büyük bir
kesiminin, kimi insan hakları savunucularının ve ırkçılık
karşıtlarının antisemitizmi gündemlerine oturtamadıklarına, kendi
başına bir tehdit olarak telaffuz edemediklerine, son dönemde
gözlemlediğimiz gibi bir tepki vermek kaçınılmazlaştığında ancak
herhangi bir ayrımcılık örneği olarak gördüklerine ve gerçek
vahametini es geçebildiklerine tanık oluyoruz.
Bu durum bize, antisemitizmin artık Hitler'e çakılan selamların
ötesinde göstergeleri olduğunu, değişik kılıklarda ortaya
çıkabildiğini gösteriyor.
Açılmış kanallardan akar düşmanlık...
Öyle görünüyor ki insanlar, bu olağanüstü karmaşık dünyayı
açıklamakta acizleşince, "düşmanlaştırılmış öteki"ler yaratıp
tecrit etme ihtiyacı duyuyorlar. Tarihte ve şimdi, bu "ihtiyacı" en
fazla ve otomatik olarak Yahudilerin karşılıyor olmasının bir adı
var.
Günümüz antisemitizminin en aktif kolu İslamcı basının geniş
bir bölümü, Yahudilere karşı saldırılarını pervasız bir şekilde ve
Adolf Hitler'e övgüler düzmeye kadar vardırdı. Paralel bir girişim
de Yahudi kökenli oldukları vurgulanan ve "Sabetaycı" olarak
adlandırılan insanlara karşı görülmemiş bir popülerlik kazanan
yayınlar ve kampanyalar. Nazilerin "saf ırk" uygulamalarından
doğrudan devralınmış bir şekilde hazırlanan soy sop listelerinde
"Yahudi soyundan gelme" kişiler saptanıyor; bu kişiler "dünyayı
yöneten Yahudiler" komplo teorilerine eklemlenen bir biçimde
Türkiye'yi perde arkasından yöneten gizli bir mezhebin bir o kadar
kötü niyetli üyeleri olarak sunuluyor ve hedef gösteriliyorlar.
Karşısında genellikle sessiz ve tepkisiz kalınan bu durum, İslamcı
ve merkez medyanın popülist kanallarından rahatça akıp,
antisemitizmi gündelik yaşamın ve söylemin içine sindirip
yerleştirdi. Her taşın altında "Yahudi parmağı" aramak,
"Yahudiler"in baş faili oldukları envai çeşit komplo teorilerini
ortaya sürmek sıradanlaştırıldı...
Gündelikleşmiş ezberi, "Antisemitizme sıfır tahammül"
noktasından her fırsatta bozmak için, bizim gibi hisseden ve düşünen
herkesle birlikte bilgilenmeye, itiraz etmeye, yazmaya, çizmeye,
sesini yükseltmeye ve dayanışmaya istekli olduğumuzu bildiriyoruz.
İmzalayanlar:
Rıdvan Akar, Taner Akçam, Doğan Akhanlı, Mustafa
Akyol, İshak Alaton, Necmiye Alpay, Selim Amado,
Çağatay Anadol, David Arditi, Nazmi Arif, Ergün Arslan,
Hüseyin Aygül, Esin Ayral, Laleper Aytek, Rıfat N. Bali,
Beki Bardavid, Süleyman Bardavid, Ali İhsan Başgül, Moiz
Bayer, Lizi Behmoaras, Jacob Bensason, Jacques E. Botton,
Nükte Devrim Bouvard, Cem Bozşahin, Fatma Mefkure Budak,
Belgin Cengiz, Oral Çalışlar, Hacer Çınar, Ahmet Dağ,
Hüseyin Dağdaş, Gülder Demir, Hülya Demir, Aynur
Demirdirek, Hülya Demirdirek, Şeyda Demirdirek, Aycan
Demirel , Fuat Dündar, Tevfik Erhat, Jak Esim, Jenny
Eskinazi, Nesi Eskinazi, Yusuf Estroti, Moşe Farsi,
Hacer Yıldırım Foggo, Çetin Gabay, Rezzan Gabay, Eli
Gerşon, Gamze Tokol Goldsman, Volkan Granit, Corry Görgü,
Refik Güllü, Ayşe Günaysu, David Hasday, Emel Işıklı,
Yürük İyriboz, Aydan Kalaçlar, Dina Karako, İsa
Karataş, Asude Kayaş, Erdal Kaynar, Gülay Kılıçdoğan,
Ergun Kırlıkovalı, Sevil Kıvan, Kürşad Kızıltuğ, Burçe
Klaynman, Hayim İ. Krespin, M. Mustafa Kulu, Ahmet Kurt,
Jaan Latif, Recep Maraşlı, Ceki Medina, Amy Mills,
Gül A. Minci, Avram Mizrahi, Eti Motola, Özcan Mutlu,
Akın Olgun, Haluk Oral, Mordo Ovadya, Menteş Aziz Oz,
Mahmut Esat Ozan, Ayşe Öktem, Kerem Öktem, Ayşe Önal,
Canan Özadam, Gencer Özcan, Yelda Özcan, Noyan Özkan,
Mehmet Mihri Özdoğan, Ester Ruben, Murat Ruben, Rafael
Sadi, Selim Salti, Defne Sandalcı, Selim Sanje, Fatma
Sayman, Melih Sisa, Semra Somersan, Haldun Süral, Nora
Şeni, M. Orhan Tarhan, Ülfet Taylı, Şirin Tekeli, Şule
Toktaş, Saime Tuğrul, Süreyya Turhan, Akil Ulukaya,
Momo Uzsinay, Nessim Weissberg, Deniz Yücel, Ragıp
Zarakolu, Yaprak Zihnioğlu.
hagalil.com
01-08-2004 |